18.03.2024

“Çanakkale Zaferi: Bir Milletin Yeniden Dirilişi”

Şanlı tarihimiz kahramanlık destanlarıyla doludur. Ecdadımız, i’lâ-yi kelimetullah için nice beldeleri ve gönülleri fethetmiştir. İslam’ın izzetini, Müslümanların haysiyetini ve mukaddes değerlerini müdafaa etmek için canından, cananından, bütün varından vazgeçmiştir. Ancak tarihin hiçbir döneminde özgürlüğünden ve bağımsızlığından ödün vermemiştir. Zulme rıza göstermemiş, zalime boyun eğmemiştir.

İşte, bundan tam 107 yıl önce kazandığımız Çanakkale Zaferi de, Rabbimizin lütuf ve inayeti, milletimizin iman, cesaret ve fedakârlığıyla verdiği eşsiz bir imtihanın, çetin bir mücadelenin adıdır. Annelerin dualarıyla cepheye koşan, vatanı uğruna canından geçmeyi canına minnet sayan kınalı kuzuların, dünya durdukça unutulmayacak destanıdır.

Çanakkale, zulmün ve küfrün her türlü imkân ve silahına karşın, iman dolu yüreklerin kıyâm ettiği, yerin ve göğün “Allah-u Ekber” nidalarıyla inlediği bir şahlanıştır.

Çanakkale, “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!” dizelerinin vücut bulmuş hali, Allah yolunda cihad ve şehadet ruhudur.

Çanakkale, Anadolu’nun her evinden, Rumeli’nin her bölgesinden, İslâm coğrafyasının her beldesinden imanı, gayesi ve duygusu bir olan müminlerin sıradağlar gibi omuz omuza vererek gösterdiği ümmet olma şuurudur.

Çanakkale, düşman askerinin yarasını gömleğiyle saran, kendi yarasına ise toprak basan, kırbasındaki suyu düşmanıyla paylaşan kahraman Mehmetçiğin dünyaya öğrettiği İslam’ın savaş hukukudur.

Bugün bize düşen, Çanakkale’de şahlanan bu muazzam ruhu diri tutmaktır. Birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi korumaktır. Milli ve manevi değerlerimize sımsıkı sarılmaktır. Ecdadımızın aziz hatırasına, şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıkmaktır. Çanakkale Zaferi’nin ardındaki diriliş ruhunu gelecek nesillerimize aktarmaktır.

 Dönemin en modern ordularının şanlı bir direnişle dize getirilerek tarihin en büyük kahramanlık destanlarından birinin yazıldığı Çanakkale Savaşı, milletimizin var oluş iradesini kırmaya yeltenenlere karşı elde edilen eşsiz bir zaferdir. 18 Mart, bir milletin inanç, azim ve kararlılıkla yeniden şahlanışının, dünya sahnesinde yeniden yükselişinin tarihidir.

Çanakkale, sadece geçmişin muazzez bir hatırası değildir. Şanlı tarihimizdeki zaferlerin ruhunu taşıyan Çanakkale Savaşı, aynı zamanda yüce bir inancın, nebevi bir ahlakın ve mukaddesatın müdafaası; milletçe kenetlenildiğinde bütün zorlukların üstesinden nasıl gelineceğinin de açık bir göstergesi olmuştur.

Bizler, tüm imkânsızlıklara rağmen yedi düvele karşı Çanakkale’yi geçilmez yapan sağlam bir imanın, sarsılmaz bir inancın mirasçılarıyız. Çanakkale Savaşıyla bağımsızlık yolunda birlik ve beraberlik içinde ortaya koyulan vatan sevgisi ve millet olma bilinci en büyük zenginliğimiz, en büyük gücümüzdür. Üzerinden bir asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen Çanakkale ruhu millet olarak hâlâ her birimizin kalbinde aynı inançla yaşamaya devam etmektedir.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde, bize bıraktıkları mirasın ve verdikleri eşsiz mücadelenin şuuruyla, geçmişten bugüne dinimiz, vatanımız, milletimiz, istiklal ve istikbalimiz için canlarını feda eden ve bu toprakları bize mukaddes bir vatan olarak emanet bırakan mukaddesatımızı korumak için verdikleri mücadeleyle Çanakkale’yi geçilmez yapan tüm şehitlerimize ve ebediyete intikal eden gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Aziz vatanımızın güvenliği, milletimizin huzuru, bölgemizin barış ve selameti için çalışan kahraman güvenlik güçlerimize yardım etmesini, aziz milletimizi ilelebet payidar kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.